![]() |
Uygurlar Devleti Bayrağı |
Uygur Kelimesinin Anlamı.
Sözlüğümüzde : Orta Asya'da büyük bir devlet ve uygarlık kurmuş
yazılı anıtlarla sanat eserleri bırakmış olan bir Türk kolu ve bu koldan olan kimse.
Doğu Türkistan'da yaşayan Türk soylu halk ve bu halktan olan kimse
anlamlarına geliyor.
Uygur kelimesi aslında bana Uygar kelimesini çağrıştırıyordu
Uygarlık anlamı olduğunu sanıyordum. Bazı kaynaklarda Uygarlık anlamına geldiğini bu araştırmam sonucunda da öğrenmiş oldum.
Çin kaynaklarında haesoqq, Vei-hoooh, Hui-ho, Hueu-hu, Wei-wu vb.
şekilde görülen Uygur adının anlamı 974'te yazılan Çince bir eserde şahin süratiyle
dolaşan ve hücum eden şeklinde açıklanmaktadır.Fakat bunun bir yakıştırma olduğu sanılmakta.
Uygur adıyla ilgili bir diğer mesele ise İslam kaynaklarında
her zaman ve Çin kaynaklarında bazen kendilerine verilen Dokuz Oğuz adının kökeni ve ne şekilde ortaya çıktığıdır.
Aslında Uygurlar'dan ayrı bir budun (boylar birliği, ulus) olan dokuz Oğuzlar, Göktürk siyasî otoritesinin dayandığı topluluk idi.
Bu anlamda ayrı bir etnik yapı oluşturmayıp Türk budununu oluşturan boylara verilen isimdi.
Uygur Kavmi.
Kavim ne demek önce bunun üzerine bir kaç söz söylemek gerekir.
Sçzlükte; Aynı soydan gelen,töre,dil ve kültürleri bir olan insan topluluğu anlamına gelmektedir.
(Kavm) kelimesinden türeyen kavim sözcüğü ırk ve millet anlamında da kullanılır.
Bu sebepten arkadaşlar bizlerin hangi kavimden geldiğimizi anlatan şu kısa dörtlüğü okumak istiyorum.
Özümdendir dardayken bile aklı divaneyim
At üstünde yelken, gökte serçeyim
Tek olsam bile güneyden kuzeyi titretecek kavimim
Atam Oğuzdur,Tigindir bense Bilge'yim
Mehmet Esat Güney
(Kavim sözcüğünün anlamını geçtikten sonra)

Hepimizin aklında bu üniversteyi kazanıp bu sıralarda gelmeden önce bir takım sorular vardı.
Bu soruların başını çeken ve sonuna daha büyük bir soru işareti koyduğumuz en büyük soru
'barınma'ile ilgiydi şüphesiz.İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma
tüm Türk boylarında da bir sorun teşkil ediyordu. Göçebe hayatın zorluklarını bilen Türk kavimleri
belki de artık bu sorunlarla karşılaşmamak için kalıcı bir barınma yeri bulma çabası içine girdiler.
Barınılacak yer şüphesiz coğrafyasında bulunan diğer yerlerden daha verimli ve daha müsait olmalıydı
İşte bu sebepten Uygur devleti yerleşik hayata geçmeden önce, önceleri barınılacak yer olarak Kuzey Moğalistan sınırlarını seçmişlerdi
Uygurlar aslında çok eskiden karşımıza çıkan kavimdir
Öyle ki Asya Hun Devleti varlığını sürdürürken Uygurlar bu devlet içinde kabile kabile yaşıyorlardı.
Asya Hun devletinin yıkılmasıyla Göktürk egemenliğine giren Uygurlar
Orhun ve Selenga vadilerinin bulunduğu yerlere yerleştiler.
Göktürklerin himayesi altına giren Uygurlar Göktürklere bağlı bir kavim olarak yaşamaya
devam ettiler. Çin desteğini arkalarına alan Uygurlar 1. Göktürk devletine Tumitu ve Holu adında kukla bir kukla kağanla
ayaklanma teşebbüsünde bulunduysa da başarısız oldular.
Peki nasıl kuruldu Uygur Devleti ?
716 yılında kendi birliklerini oluşturan Uygurlar.
Basmil ve Karlukların kendi birliklerine katılmasıyla daha da güçlendiler. Artık yeni devletin temelleri atılıyordu
ama bundan önce Basmil ve Karlukların
direncini kırması gerektiğini biliyordu Uygur Kağanı ve öyle yaptı.
Dirençleri kalmayan bu boyların zayıflığından yararlanıp
744 yılında
Uygur Kağanı “Kutluk Bilge Kül Kağan” ünvanıyla kendi kağanlığını ilan etti.
Ötükende yeni bir Türk devleti kuruldu.
Uygurların Coğrafyası.
Bu devletin merkezini Karabalgasun (Ordubalıg) yapan Kutluk Bilge Kül Kağan devletin sınırlarını
Amur Irmağından Altay Dağlarına kadar genişletmiştir.
Gönül hanım kitabında da geçtiği gibi Karabalgasun, Karakurum ve Ötüken şehirleri Uygurların sınırları içerisinde ve
birbirlerine yakın şehirlerdir. Orhun ve Selenga nehirlerinin bitiminde kurulan bu üç şehirin Altay dağlarına yakın olanı
Karakurumdur Ötüken ise daha kuzeyde yer alır. Karabalgasun ise Orhun ve selenga nehirlerinin bittiği yerlere yakın
haritadan bakınca tam ortalarında görülmektedir. Belki de başkent olmasında ki en büyük etken budur.
Yerleşik hayata geçen Uygurlarda tarımsal faaliyetlerin önemi daha da artmıştır.
Tarım için önemli olan Karaşar ve Beş Balıg şehirlerine tarımsal faaliyetleri hızlandıracak bir çok icraatte bulundular.
Talas savaşından sonra yönünü batıya çeviren uygur kağanı Bayan Çur tufan şehrini egemenliği altına aldı böylece
Sınırlarına Kuzey de Kırgız devletini ve Baykal gölünü Batı da Balkas gölünü, Kaşgar şehrini ve Hotan şehrini sınırları içine aldılar
Doğuda ise Mançuryaya kadar uzanıp Moğalistanıda sınırlarına ekleyen uygurlar geniş bir coğrafyaya yayıldılar.
Bu coğrafya içerisinde maniheizm dinin etkisiyle Türk tarihine tanıklık edecek
Tibet ve Kırgızların saldırılarıyla yıkılan uygurlar 2 ye bölünüp ayrı ayrı yaşamaya başladılar
Kansu Uygur Devleti (Sarı Uygurlar):
Uygur Devleti yıkıldıktan sonra Çin’in kuzeyindeki Kansu bölgesine
gelerek burada Kansu Uygur Devleti’ni kurdular.
Doğu Türkistan Uygur Devleti (Turfan
Uygurları): Beşbalık, Turfan, Koçu bölgelerine
yerleşen Uygurların 856’da kurdukları devlettir.
Turfan Uygurları, Moğol devlet kademelerinde
memurluk, kâtiplik hatta yöneticilik
yaptılar. Moğolların Türk kültüründen etkilenmesinde
rol oynadılar.
0 yorum:
Yorum Gönder