Sümbülzade Vehbi Şiiri




Rivayete göre bir gün padişah Vehbi Efendi'yi çağırır ve derki bana öyle bir şiir yaz ki bir mısraını okuduğumda seni öldürmek isteyeyim, diğer mısraını okuduğunda vazgeçeyim.

Ve Sümbülzade rücu sanatının zirvesi aşağıdaki şiiri ona yazar;

Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

Lal-u şarap içirem ve ıslatıp geçirem,
Parmağina yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır,
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard etegin beline, olmasın çamur aman.

Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun saduman.

Sen her zaman gelesin, ben vehbiye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

Bir Ayet Bir Şiir



Bakara Sûresi 286. Ayet "Allah hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez."

 

Sonra gözlerim ağrıyor

Tanışıyorum senle yeniden

Sabrını yitirmiş bir sevda

Hamd ediyor bana

Tutuşuyorum bu kaçıncı

İlla sen demişken

Başka çarelerde buluşum kendimi

 

Hatırlıyorum

'kuluma taşıyacağı kadar dert veririm' dediğini

 

Ya ben kulu değilim

Ya da sen değilsin taşır diye verdiği